Halil Ergün: “Tiyatro Kökenli Bir Sanatçı Olarak Hayatım”

Halil Ergün’ün Tiyatro ve Sinema Macerası

Halil Ergün, İznikli bir ailenin çocuğu olarak doğduğunu belirterek, annesinin sefir, babasının elektrik mühendisi olduğunu ve abisinin doktor olmasını istediğini ancak o doğaya dönük bir yapısı olduğunu ve müsamerelerle, filmlerle büyüdüğünü söyledi. Sinemaya olan ilgisi babasının işlettiği sinemada tüm filmleri seyretmesiyle başlamış. Sanatın insan hayatındaki rolünü keşfettikçe tiyatrolar kurduğunu ve Anadolu’da 40 tiyatronun dolaştığı bir dönemde bulunduğunu ifade etti.

Sanatın Toplum Üzerindeki Etkisi

Ergün, sanatın insan hayatlarını sergilemek, halka bir şeyler anlatmak için bir araç olduğunu düşündüğünü belirtti. Sinemada 12 Mart dönemini yaşadığını ve Yılmaz Güney’in bir filmde rol almasını istemesiyle sinemaya adım attığını anlattı. Oyunculuğun sadece rolü en iyi şekilde yapmakla kalmayıp toplumun çözümlenmesi, insan ilişkilerinin tahlili, sınıfsal meseleler gibi konuları da içerdiğini söyledi.

Usta Bir Oyuncunun Bakış Açısı

Ergün, kariyeri boyunca birbirinden farklı rolleri başarıyla oynadığını ve her karakterin toplumsal konumunu doğru anlamak gerektiğini vurguladı. Oyunculuğun sadece duygusal bir iş olmadığını, vücudu, jestleri, bakışları doğru kullanmanın bilimsel bir iş olduğunu ifade etti.

Perihan Savaş: Tiyatro ve Sinemada Varoluş

Perihan Savaş, 5 yaşında tiyatro sahnesine adım atarak sanatla tanıştığını ve tiyatro sayesinde kendini bulduğunu dile getirdi. İnsanların kendisine sevgiyle bakmasının ve onunla özdeşleşmesinin kendisini mutlu ettiğini belirten Savaş, sanatın olumsuzlukları aktararak topluma ulaşmanın önemli olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Türk Sinema Ve Dizi Sektörüne Eleştiriler

Perihan Savaş, Türk sinema ve dizi sektöründeki değişimlere dikkat çekerek, senaryoların uzadıkça içeriğin bozulduğunu ve kanalların müdahaleleriyle hikayelerin orijinal yapısını kaybettiğini söyledi. Sanatçı, sinema ve dizi sektörünün daha nitelikli ve bağımsız yapılara ihtiyaç duyduğunu vurguladı.